Ana içeriğe atla

Her Zihin Kendi Dünyasında Yaşar




 Baktığımız eşyalara ya da kişilere derin anlamlar yüklüyoruz. Hatırası olan bir eşya, bize geçmişteki güzel anıları hatırlatıyor. Sadece “işlevi olan” ya da “işlevi olmayan” bir nesne değerlendirmesinden öte, zihnimizdeki ilişkili bir anıya bağlanıyor.

 

Çevremizdeki insanlarla ilişkilerimize baktığımızda da durum pek farklı değildir. Kişiyi olduğu gibi görmekten kaçınıyor, ona içimizden bir anlam yüklüyoruz. Acı olanı tatlandırıyoruz. Görmek istediğimizin ötesindeki gerçeklerden korkuyoruz.

Zihindeki sansürcü, her zaman çalışma, boşluklara anlam yüklemeye ve işleri karmaşık hale getirmeye çalışır. O her zaman aktif ve kontrolü elinde tutmak ister. Öte yandan özgürlük, baktığımız her şeyi yalın haliyle değerlendirebilmektir.

Bir şeye baktığınızda yargıları katmamaya çalışın. Elbette başta zor gelebilir. İç ses hemen müdahale edecektir. Çünkü rahatsız olur. Zihnimizdeki o mekanizma, yalınlığı sevmez. Kendini dışlanmış hisseder.

 

Gerçeği kaldırabilir miyiz? Özgürlüğün bedeliyle yüzleşebilir miyiz?

 

Etrafındaki her şeye tek tek bak. Nasıl anlamlar yükledin? Bazen sadece o şeyin varlığına katlanıyor musun? Çok basit bir örnek, mutfak çekmecesindeki alelade, her gün kullandığın bir çatalı seç ve hayatında yer kaplayan, aklına gelen şeyleri düşün. Bu nesneler, kişiler hatta kurduğun ilişkiler; hiçbir anlam yüklemediğin bu çatal kadar sadelikle mi hayatında, yoksa yüklediğin anlamlarla kendini onlara bağımlı hale mi getiriyorsun?

 

Yüklediğin anlamlardan arındırdıkça yaşamına sadelik, zihnine özgürlük ve duygularına gevşeme gelecektir. Tabi eğer bu dönüşümü seçersen.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Boğaz çakrası , enerji sisteminin beşinci çakrası olarak adlandırılır ve vücudun en üst kısmında, boğazın tabanında yer alır. Boğaz çakrası, kişisel ifade, iletişim ve yaratıcılıkla ilişkilendirilir. Bu enerji merkezi, duygularımızı sözlü olarak ifade etme yeteneğimizi, insanlarla etkili iletişim kurma yeteneğimizi ve kendimizi sanat, müzik ve diğer yaratıcı ifadeler aracılığıyla ifade etme yeteneğimizi kontrol eder. Boğaz Çakrasının Dengeli Olması Neden Önemlidir? Boğaz çakrasının dengeli olması, sağlıklı iletişim, ifade özgürlüğü ve yaratıcılığı destekler. Birçok insan, boğaz çakrasının dengesiz olduğu durumları yaşayabilir. Bu, ifade eksikliği, iletişim sorunları veya yaratıcılık engelleri şeklinde kendini gösterebilir. Boğaz çakrasının açılması ve dengeye kavuşması, bu tür sorunları aşmamıza yardımcı olabilir. Boğaz Çakrasını Açmak ve Dengeli Tutmanın Yolu: Meditasyon Boğaz çakrasını dengelemek ve açmak için meditasyon harika bir araçtır. İşte adım adım boğaz çakrası meditasyonu: S...

Kozmik Enerjinin Gücü: Evrensel Bağlantı ve Şifa

Günümüzde birçok insan, enerjiye ve evrenin derin sırlarına dair merak taşıyor. Bu merak, içsel huzurun, şifanın ve pozitif yaşam pratiğinin kapılarını aralayabilir. İşte bu yazıda, kozmik enerjinin gücünü keşfetmeye ve evrensel bağlantıyı artırmaya odaklanacağız. Zen perspektifiyle bu yolculuğa çıkın ve içsel dönüşümünüzü başlatın. Kozmik Enerjinin Özü Kozmik enerji, evrenin tüm varlıklarını birbirine bağlayan görünmez bir güçtür. Zen öğretileri, bu enerjinin her şeyle etkileşim halinde olduğunu ve içimizde var olduğunu öne sürer. İçsel yolculuğumuzda bu enerjiyle bağlantı kurarak kendimizi daha iyi anlayabiliriz. Enerji Şifası ve Meditasyon Enerji şifası, kozmik enerjiyi kullanarak bedenimizi, zihnimizi ve ruhumuzu iyileştirmemize yardımcı olur. Zen meditasyon teknikleri, bu şifa süreçlerini destekler. Basit bir meditasyonla, negatif enerjileri serbest bırakabilir, pozitif enerjileri çekebilir ve içsel dengeyi yeniden sağlayabilirsiniz. Pozitif Yaşam Pratiği Zen'e göre, pozitif b...

Zıtlıkların Dansı: Yin ve Yang'ın Büyülü İkilisi

 Sevgili Dostlar, Gündelik yaşantımızda sıklıkla "ne olduğumuz" ile "ne olmak istediğimiz" arasındaki dengeyi unuturuz. Bu denge, yin ve yang gibi evrenin temel zıtlıkları arasındaki dans gibi karmaşıktır. Bugün, bu dansın ne anlama geldiğini ve bu konuda bir Zen ustasının bakış açısından neler öğrenebileceğimizi incelemek istiyorum. Yin ve yang , evrenin en temel dengesini simgeler. Yin, karanlık, pasif ve soğuk enerjiyi temsil ederken, yang, aydınlık, aktif ve sıcak enerjiyi temsil eder. Ancak bu zıtlıklar, birbirini dengeleyerek evrenin uyumlu bir şekilde işlemesini sağlar. Zen öğretileri, bu zıtlıkların iç içe geçtiğini ve birbirini tamamladığını öğretir. İşte burada "ne olmadığınızın" ne kadar önemli olduğunu anlamalıyız. Ne olduğumuz, içimizdeki yin ve yang'ın dansının bir sonucudur. Ancak "ne olmak istediğimiz," bu dansın içerisinde yer alarak dengeyi bulmamızı sağlar. Sağlık ve hastalık, bu dengeyi anlamamız açısından güzel bir örnekt...